DENİZ KÜSTÜ
"Güneş denizin üstüne inmiş mosmor kesilmişti, ışıklı pembe mor bir yuvarlak; denizi, göğü, dünyayı pembe mor bir ışığa boğmuştu. Arada bir pembe morun içine uçaklar düşüyor; bir altın, yıldız damlası gibi akıp gidiyordu arkasında çok pembe, ipiltili, uzun, yıldız kayması bir kuyruk bırakarak." (259. sayfa)
"Orada Süleymaniye’nin üstünde üç kere şimşek çaktı. Şimşeğin bir tanesi dörde bölündü, sonsuz hızda bir ışık seli dört koldan Süleymaniye Camisi’ni fırdolayı kuşatıp ortadan anında yitti. Işık seli akarken bir an Süleymaniye’nin kubbesi göğe ıpıslak yükseldi, büyüdü, karanlık ışıladı." (222. sayfa)
"Biraz sonra arka arkaya gökler gürledi. Şimşekler gökyüzünden denize kadar durmadan, göğü parça parça bölerek durmadan akmağa başladılar, karanlık denizde çakarak. Bir şimşek geldi kayalıklara vurup dört parçaya bölündü, bir parçası Hayırsız Ada’yı bir kuşak gibi bir baştan bir başa sardı, dolandı. Ada ıpıslak, karanlık ışılayarak göğe yükseldi, indi." (487. sayfa)
Yaşar Kemal, “ Deniz Küstü” adlı romanında mekân olarak İstanbul’u ele almıştır. Karakterler ile doğa resmedilmektedir. Kirletilen ve sömürülen doğa, karşılığında insanlara zehir saçmaktadır. Yaşar Kemal’in bu romanında da güçlü ile güçsüz ilişkisi işlenmiştir. Romanın dili sade, kurgu benzersizdir. Diğer romanlarda olduğu gibi karakterler canlıdır.